28 Eylül 2013 Cumartesi

Yalnız Şarkı

Mor ve Ötesi grubunun pek bilinmeyen, favorim olan şarkısı. Mümkünse karanlık bir yerde gitarınızla size "belki bir gün güneş doğar, mezarının üstünden; sen sessizce uyurken" dizeleriyle çok güzel eşlik eder. Akustik versiyonu da güzeldir. Kaydı çok kaliteli olmasa da içerik bazında çok sağlam şarkıdır. Her gün mutlaka dinlenenler listesinin demirbaşlarından biridir, şiddetle tavsiyedir...


Dinlemek isterseniz: http://www.youtube.com/watch?v=RsBoyiSGRFY

26 Eylül 2013 Perşembe

Riding With The King

Can ciğer kuzu sarmalarım olan Eric Clapton ve B.B. King amcamızın birlikte çalıp seslendirdikleri süper ötesi albüm. Okuldan döndüğümde her daim dinlediğim başucu eserim. İnsan iknci öğretim olunca haliyle gece de uyuyamıyor, böylece uzun ve sıkıcı Isparta akşamlarını arkada çalan "three o'clock blues" ile değerlendiriyorum. Nasıl iyi gidiyor bildiğiniz gibi değil; şiddetle tavsiyemdir. Tabii ki tek şarkılık bi durum yok albümde. Teker teker hepsi o kadar iyiler ki, ya da benim için öyle diyelim. Neyse bu yazımın da anafikrine gelirsek; albümü edinin ve dinleyin hepsi bu...

25 Eylül 2013 Çarşamba

Yine Mi Çiçek

Sözlerini yazan yüce kişi Meral Okay olup, Sezen Aksu ve Cihan Okan'ın ete kemiğe bürüdüğü muhteşem eser. Ayrıca Duvara Karşı filminin bir sahnesinde de kullanılmış. İnsanda inanılmaz bir rakı içme isteği uyandırıyor; aman dinlemeden önce 70'liğinizi emniyetli bir köşeye kaldırdığınızdan emin olun. Sözlerine gelirsek:


kur masayı madam despina
kirli beyaz muşamba örtüleri ser
çek sediri asmanın altına
yanında bir ince müzeyyen abla


yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
hamdolsun
taze mi bitti topik
canın sağolsun
amanın yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
hamdolsun
altınbaş kadehe yağ gibi dolsun


gece çok genç, arzular şelale
haber etsek o yare
gelse bomonti'den
şereflendirse bizi
olsak tayyare... 

Buyrun dinleyin dostlar: http://www.youtube.com/watch?v=WuTsbwIvmvE

22 Eylül 2013 Pazar

Eğirdir Gölü

Hafta sonundan hafta sonuna, fırsat buldukça gidiyorum işte. Eğirdir Gölü'ne giden dağlı taşlı yolun sonunda masmavi bir silüetle karşılaşınca insan haliyle şaşırıyor. Gölün en manzaralı köşesine konuşlanmış askeri birliği görünce "keraneciler hep en kral yerleri parsellemiş, mehehe"diye düşünmeden edemedim... Güzel yani böyle; şirin. Ama şaka maka hayatımın en güzel göl levreğini burada yedim. Böyle adamlar fileto çıkarmışlar, incecik bi hamurla kaplayıp kızgın yağda kızartmışlar. Buna rağmen içinde bir damla fazla yağ yoktu. Oyhş yerken kendimden geçtim adeta da; Eğirdir Gölü diye girdik muhabbet yine yemeğe geldi. Ulan ne biçim adamım ya, galiba yine acıktım. Gidip bişeyler atıştırayım bari, esen kalın!

19 Eylül 2013 Perşembe

Ay Şuram Ağrıyo

Madem Bülent Ortaçgil dedik, müzik dedik, öyleyse biraz daha yardıralım. Büyük Ev Ablukada'nın çıktığından beri zevkle dinlediğim "Ay Şuram Ağrıyo Konseri"dir. Boşvermişlikle birlikte adama yaşama sevinci de verir. Yan etkileri tam olarak bilinmediğinden her gün; ama doz aşımı yapmadan uygulamak gereklidir. Tekrardan şiddetle dinlenesi, dinletilesidir..


Buyrun efenim: http://grooveshark.com/#!/album/Ay+Suram+Agriyo+Konseri+C+A+K/6517409

16 Eylül 2013 Pazartesi

Isparta: the story begins

Anneanneli, dedeli, halalı, teyzeli, kuzenli, tüm sülale içerikli bir vedalaşma seramonisinin ardından kendi toprağımdan ayrılmayı başardım. 10 saatlik leğen kemiğimi ağlatan bir yolculuktan sonra odama kendimi zor attım. Ama nasıl attım? Hani öğrenci gidişi vardır ya böyle sırtında çantası boynunda bilgisayarı elinde valizler falan; hah tam da öyle, süklüm püklüm işte. Zaiyat vermeden eşyalarım da dolabımda yerini aldığına göre artık akşama kadar totomu sere sere, fosur fosur uyuyabilirim... Isparta'ya hoşgeldim! NOT: Yuvadan uçmak da öyle kolay değilmiş. 

13 Eylül 2013 Cuma

Hamsili pilav is coming

Annem dün televizyonda görmüş; bugün sabahın köründe tepeme dikildi "kalk balık al" diye. Afyonum patlayana kadar zaten kendimi balıkçıdan elimde bir poşet hamsiyle gelirken buldum. Üstüne üstlük zalım anamın o balıkları bana temizletmesiyle günüme mis(!) gibi balık kokarak başlamış oldum... Her neyse, o tepsi fırına girene kadar her şey kan, ter ve göz yaşından ibaretti. Neyse ki o hamsili pilavı mideme indirdiğim için çok gururlu, mutlu ve ülkemin yüce Karadenizli insanlarına müteşekkirim. Yemek ne güzel şey yahu!

Giriş

Öncelikle tanışalım, Zafer Güneş; annesinin karnında geçirdiği 9 ay ile birlikte 19 senedir Balıkesir'in Gönen ilçesinde yaşayan, aynı şehirde doğmuş, büyümüş, lise okumuş, daha üniversiteyi yeni kazanmış yeni yetmenin biridir efendim... Önündeki 4 seneyi Süleyman Demirel Üniversitesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümü ile geçirmeyi planlamaktadır. Müzik ve Fizik hayatının çok önemli bir kısmını kaplamaktadır. Sebeb-i ziyaretimize gelince can sıkıntısının ona verdiği yetkiye dayanarak sonunda blog dünyasına da adımını atmıştır; sonu hayrolsun. Böylelikle herkese merhaba!