25 Haziran 2014 Çarşamba

Pis perdeli öğrenci evim

Üniversiteye adaptasyon sürecimi tamamlamakla birlikte pis perdeli öğrenci evime de yerleşmiş bulunuyorum dostlar! Battaniyesiz geçen ilk gecem ile her ne kadar üşümüş de olsam ev her zaman evdir diye düşünüyorum. Her öğrencinin mezun olduktan sonra mutlaka sahip olduğu güzel anılara sahne olabileceğini umuyorum. Gerçi ikinci dönem Portekiz'e gidene kadar burada kalacağım için de yeni evime çok bağlanmamayı planlıyorum işin doğrusu. Döndükten sonra işin bir haline çaresine bakarız diye düşünmekteyim. Her neyse; heycanımı sizinle paylaşmak istediğimden böyle bir yazı yazmak istedim. Ana fikir olarak artık kendi evimin duvarlarında AC/DC parçaları yankılanıyor!

16 Mayıs 2014 Cuma

13 Mayıs 2014: Soma

İnsanlığımızı da kaybettiğimiz yüzlerce güzel insan gibi toprağa verdiğimiz gün. Acı kayıplarımız, onların geride bıraktıkları, geride kalanların yaşadıkları, hissettikleri, acıları; çok ağır bilançolar bunlar. Tüm ülke ve başta politikacılar olmak üzere insanlık sınavını veremediğimiz ve asla veremeyeceğimiz karanlığımız. Hepsi yerlerinde dinlensin, vicdansızların kararmış yüreklerine birer ışık olsunlar inşallah...

6 Nisan 2014 Pazar

Gitarıma kavuştum

Daha önceki bir yazımda da bahsetmiştim; "para biriktirme planının ilk üç gününü başarıyla geçirmek" diye... Aylar ayları kovaladı ve o plan hiç gerçekleşemedi, gitarımı alamadım. Öğrenci bünyemle para biriktirmek benim neyime idi? Her neyse bahsettiğim üzere bu olaylardan, daha doğru tabiriyle "olamayay"lardan sonra memlekete gittim geldim. Eşin dostun verdiği "sen talebesin" harçlıkları gitarın yarı parası bile etmeyince öğrenci bünyemi dibine kadar zorlayacak olan borcun harcın içine girdim dostlar. Daha öncelerden beri zaten takip ederek, çok beğenerek aldığım, borcunu bile henüz ödeyemediğim gitarımın sesi şimdi kulağımda adeta bir prenses gibi çınlıyor... Şarkıları çalarken nirvanalardan nirvanalara koşuyorum. Aldığım günkü heyecan, eve koşarak dönüşüm ve o anki duygularımı göz önüne alırsak beklediğim o kadar zamana sonuna kadar değmiş. İnsanın uğrunda çok uğraştığı bir şey onun için gerçekten değerli oluyormuş, onu anladım. Velhasılkelam bu mutluluğumu tarihin küçük bir köşesine böyle bir yazıyla perçinlemeyi kendime borç bildim. Tekrar söylüyorum, çocuklar gibi mutluyum! :)

18 Mart 2014 Salı

Doğum günüm olmuş meğer

Okuldan, derslerden, deneylerden, deney raporlarından, hayatın sıkıcı temposundan sıkıldığım standart bir gece. Sarı masa lambamın loş ışığında otururken arkada çalan hoş şarkıyı mırıldanıyorum istemsiz. Kalemi kağıdı bir kenara fırlatıp gitarımı tıngırdatıyorum sonra. Günlerin karmaşasından zaman algım uçup gitmiş, doğduğu günü hatırlamaz bir insan olmuşum. Gözüm takvime, ardından da saate ilişiyor. Saat 12'yi birazcık geçmiş; dostlardan birer birer mesajlar, güzel dilekler gelmeye başlamış. Ve fark ediyorum ki 20. yaşıma basmışım; beni 20 senedir unutmayan, yalnız bırakmayan güzel insanlar, iyi ki varsınız!

Sokak Kafe

Isparta'da mesken edindiğim yeni "Bahane"m. Bahane'yi memleketlilerim bilir; her akşam takıldığımız güzide mekanımızdı. Burada da öyle bir yerin eksikliğini yaşıyordum ki Sokak Kafe'yi keşfettim. Güzel kahvesi, tatlı sandalyeleri ve benim için en önemlisi zevkli müzikleri ile çok tuttum doğrusu. Hem de bizim Bahane'miz gibi küçücük bir sokakta yer alıyor oluşu bir nebze de olsa özlemimi gideriyor gibi. Yolunuz Isparta'ya düşerse Sokak Kafe'de bir kahvemi içmeden gitmeyiniz, gücenirim alimallah. Sevgiyle kalın!

2 Mart 2014 Pazar

Tom Waits

Sağlam gırtlaklı abimiz. Frank's Wild Years albümünü dinlerken hiç sıkılmadım. Şarkıların müzik kalitesi oldukça yüksek olduğu gibi arada beklenmedik gitar ve saksafon soloları yüzünüzü gülümsetebiliyor. Tom Waits'in vokaliyle de birleşince literatürdeki tam anlamıyla "kafa güzel" şarkılarından oluveriyor. Kesinlikle dinlenesi. Albümdeki favorim olan "Straight To The Top" şarkısını aşağıdan dinleyebilirsiniz...

18 Şubat 2014 Salı

The quiet place

Güzel, dinlendirici, bilinç uyandırıcı oluşum. Günlük hayatın tekdüzeliğinden, karmaşasından sıkıldığım zamanlarda ilacım olan. Denenmesi şiddet ile tavsiyedir.

Buyrunuz: http://thequietplaceproject.com/thequietplace

Bukowski rocks!

Bugün seneler önce bir kenara not almış olduğum bir Bukowski yazısına rastladım. Bende Buko'nun nirvanasıdır; o yüzden sizlerle de paylaşmak, ve aynı zamanda seneler sonra yine burda bu yazıya rastlamak ümidi içerisindeyim...

"Sigarasız şarapsız yapayalnız kalmak, yalnızca bir ampul ve bira göbeği, saçlar kırlaşmış, bir odan olduğuna memnun. Sabahleyin herkes dışarıda para kazanmakta: hakimler, marangozlar, musluk tamircileri, doktorlar, gazeteci çocuklar, polisler, berberler, araba yıkayanlar, dişçiler, çiçekçiler, kadın garsonlar, ahçılar, taksi şoförleri… Sen ise, güneş gözlerine girmesin de sırtına vursun diye sol tarafına dönüyorsun... "
                                                                                                                                       

                                                                                       *Charles Bukowski